- yapabilen
зылъэкIыгъэр
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Shibumi — means Effortless Perfection From Robert Hudson : In our striving to learn Jujitsu there is a spoken and unspoken truth that we all desire to perform a technique with graceand fluidity, perfect motion. To also have a state of mind in harmony and… … Wikipedia
beyin cerrahisi — is., tıp Hastanelerde beyin konusunda ameliyat yapabilen bölüm, nöroşirürji … Çağatay Osmanlı Sözlük
cin — 1. is., İng. gin Buğday, arpa, yulaf vb.nden elde edilen ve ardıçla kokulandırılan bir tür alkollü içki, ardıç rakısı Birleşik Sözler cin darısı cin mısırı 2. is., din b., Ar. cinn 1) Dinî inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ensesi kalın — sf. 1) Güçlü, istediğini yapabilen, sözü geçer (kimse) 2) Varlıklı, zengin … Çağatay Osmanlı Sözlük
frezeci — is. 1) Teknik resme veya modele uygun her çeşit parçayı freze tezgâhında yapabilen işçi 2) Freze işleri yapılan dükkân … Çağatay Osmanlı Sözlük
koli basili — is., biy. Toprakta, insan ve hayvan bağırsaklarında, bazen sularda, sütte, yiyeceklerde bulunan ve uygun bir ortam bulduğunda insanda hastalık yapabilen, yuvarlak uçlu, çomak biçiminde bakteri … Çağatay Osmanlı Sözlük
özbeslenen — sf., biy. Besinini bağımsız olarak sağlayan, inorganik azot, azotlu madde ve CO2 den protein ve karbonhidratların sentezini yapabilen (bitki), kendi beslek, ototrof … Çağatay Osmanlı Sözlük
usta — is., Far. ustād 1) Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse 2) Zanaat öğreticisi 3) Zanaatçılar için unvan Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi. R. H. Karay 4) sf. Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir Bunların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazman — is. 1) Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter 2) Özel veya kamu kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter Birleşik Sözler başyazman genel yazman … Çağatay Osmanlı Sözlük
dediğim dedik, öttürdüğüm (veya çaldığım) düdük — bir insanın sözünde direndiğini anlatmak için söylenen bir tekerleme Adamın dediği dedik, çaldığı düdüktür. Böyle olduğu için de her istediğini yapabilen toy ve şımarık bir çocuğu hatırlatır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
CAMİİYYET — Câmi lik, toplayıcılık. * Çok şeylerle alâkalılık. * Pek ziyâde mânâları ve şeyleri hâvi olmak.(Evet hayatın öyle bir câmiiyyeti var; âdeta umum kâinata tecelli eden ekser Esmâ i Hüsnâ yı kendinde gösteren bir câmi âyine i ehadiyyettir. Bir cisme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük